Şehit Düştüğü Tarih: 19 Aralık 2000
Şehit Düştüğü Yer: İstanbul Bayrampaşa
hapishanesi
Doğduğu Tarih: 2 Eylül 1968
Doğduğu Yer: İstanbul
Mezar Yeri: Tekirdağ
Tecrite, F Tiplerine karşı
direnişi kırmak için gerçekleştirilen 19-22 Aralık katliam saldırısında,
Bayrampaşa hapishanesinde katledildi. 19 Aralık operasyonu sırasında,
havalandırmada halaya durduklarında hedef gözeterek sıkılan jandarma kurşunlarıyla
katledildi. 2. Ölüm orucu ekibinde olan Cengiz'in vücuduna üç mermi isabet
etti. Yoldaşları onu ağır yaralı olarak merdiven boşluğuna çektiler. Cengiz o
haline rağmen, güçlü ve kararlı bir sesle Ümraniye katliamı döneminde ağır
yaralanıp ölmemesine atıf yaparak, “telaş etmeyin ben ölmem” diyerek çevresine
moral veriyordu. Bir süre sonra şehit düştü...
Cengiz Çalıkoparan,
2 Eylül 1968 tarihinde İstanbul’da doğdu. İlkokulu, 1975-80 yıllarında Taksim İlkokulu’nda,
ortaokulu Fındıklı Lisesi’nde okudu. 1984 yılında Sultan Ahmet Ticaret Lisesi
1. sınıftan okulu terk etti.
Oldukça küçük yaşlardan beri
İslamcıydı. Herhangi bir İslamcı örgüt ya da cemaatla
bağlılığı olmasa da, uzun süreli Nakşibendiler başta
olmak üzere birkaç grupla ilişkisi oldu. Fakat kendi deyişiyle hiçbiri onu
tatmin etmiyordu: “Çünkü düzene karşı pasiftiler, doğrudan tavır alanı, hele ki
zorun yanından geçeni yoktu. İktidarın zorla alınacağını kabul edenlere rastladığım
zaman ise artık, Şeri devletin biçimi ve mülkiyet
meselesinde anlaşamıyorduk.”
Her konuda tartışmaya açık, her
fikri anlamaya, tanımaya çalışan biriydim. Adli bir meseleden dolayı hapse
-Sağmalcılar- girdiğim 1987 yılında, biraz onu da öğrenelim merakıyla, biraz
koşullar uygun olduğundan, biraz da tartışacak insanlar olduğundan Marksizmi incelemeye başladım.”
Marksizmle
tanışması, Cengiz’in hayatında bir dönüm noktası oluşturur. Başta diyalektiğe,
ardından Marksizmin tarih, toplum ve benzeri değerlendirmelerine
ikna olur.
Onun için geriye cevaplanması
gereken bir soru daha kalmıştır; o da “devrimin nasıl olacağı”dır.
Bunun “zorla” olacağında nettir, ama daha fazla somutluk gerekmektedir.
91 yılı başında tesadüfen Mahir ÇAYAN’ın Bütün Yazılar’ını bulup,
okuduktan sonra “Ben THKP-C’liyim” demeye başlar. Çünkü
devrimin yolu meselesinin çözümünü orada bulmuştur.
“91 Yılında hapishaneden tahliye
olduğunda, Beyazıt’ta kitapçılık yaparken Dev-Genç’lilerle tanışır. Tanıştığı Dev-Genç’lilerden
biri de Şengül Yıldıran’dır. Sonrasını Cengiz yaşam
öyküsünde şöyle anlatır:
“Şengül
YILDIRAN nihayet bana THKP-C’nin mücadelesinin
Devrimci Sol’la sürdüğünü anlatıp Savunma’yı verdi.
Devrimci Sol’u ancak o zaman öğrendim. Devrimci Hareketi tanıyınca artık yapacak
şey mücadeleye katılmaktı.”
Cengiz de öyle yapar.
Dev-Genç yeraltı örgütlenmesinde
görev aldı. Keza, daha önce bir işportacı olarak çalışmıştı, İşpor-Der'de bulundu bir süre.
Emekçilerin örgütlenmesinde yer aldı. 92-94 yılları arasındaki süreçte bu
alandaki görevlerini sürdürdü. Ardından milis ekibinde görevlendirildi. 1994
Mart’ında tutsak düştü.
4 Ocak 1996’da Ümraniye
katliamında ağır yaralandı. Aylarca ağır yaralı olarak yatağa bağımlı bir
şekilde yattı. Daha sonra Bayrampaşa hapishanesine sevkedildi.
Bayrampaşa'da büyük direnişte, 2. ölüm orucu ekibinde ölüm orucuna başladı.
***
Cengiz
Çalıkoparan'ın Ölüm Orucuna Gönüllülük Yazısı:
“Benim için Parti-Cepheliyim diyebilmek,
böyle yaşayıp böyle ölmek en büyük onurdur.”
Partime
(...)
Örgütlülüğümüz, girilen her süreçte Parti'nin yol göstericiliğinde, komutanlarımızın
eğiticiliğiyle bir kahramanlar ordusu yaratarak, başarıdan başarıya koşuyor. Ve
bu haliyle bizi tutsaklıktan bile haz alır hale getiriyor.
Bu
yüzden hepimiz gururla doluyuz.
Ben
de kişisel olarak başarılardan aldığımı, öğrendiğimi, gelişip, güçlendiğimi
hissediyorum. Bugün hele ki bir ölüm kalım savaşına girerken
bu daha da böyle. Ve bugün bununla birlikte her gün halkla ve onun
kurtuluş savaşıyla daha da bütünleştiğimi görüyorum.
Bence
DHKP-C, Önderimizin; tüm güzelliklerimizi, geleneklerimizi, bu kahramanlıklarla
dolu tarihi yaratan müthiş güçlü kişiliğinin, karakterinin somutlaşmış,
kurumlaşmış halidir.
Bu
karakter, bu kişilik yani DHKP-C, halklarımız ve hatta tüm dünya halklarının
kurtuluş umudur bugün.
Kişisel
olarak benim için de Parti-Cepheliyim diyebilmek, böyle yaşayıp böyle ölmek en
büyük onurdur.
Bu
onuru kazanabilmek için, eksiklerime, zaaflarıma rağmen her şeyimle onun emrine
amadeyim. Bunun için ölmeye de, kalmaya da hazırım.
Bunun
önünde bir engel yoktur.
Herhangi
bir göreve engel teşkil edecek önemli bir rahatsızlığım yoktur. 4 Ocak
katliamından kalma nefes borumda bir pürüz soluğumu zorlaştırıyor, bir de
senede bir iki ay kadar canımı yakan bir migrenim var o kadar.
YAŞASIN
ÖNDERİMİZ DURSUN KARATAŞ
YAŞASIN
DEVRİMCİ HALK KURTULUŞ PARTİSİ-CEPHESİ
Devrimci Selamlar
Cengiz Çalıkoparan
2 Ağustos 2000
Hakkında
Daha Geniş Bilgi İçin...
Yoldaşları, yakınları
Cengiz Çalıkoparan’ı Anlatıyor: